İşgallere karşı halk savunmaya geçti. Savunmadaki ortak bilinç ve şuur, vatan sevgisi, Millet sevgisi ve din duygusudur. Halk kendisini halen Osmanlı tebaası olarak görmektedir.
Dili ,Dini ırkı ne olursa olsun ,tebaa olarak yurt savunmasında yaratılan bu ortak bilinç:” Ayıntab”n halkı ve çevresindeki Arap ve Kürt vatandaşlarca da desteklenerek savunulmuştur.
Şahin bey’in;” Bütün Millet-i İslamiy-e ye: Kilis’ten Antep’e geçmek isteyen düşman kuvvetini pek az mahiyetimle durdurdum. Düşman kaçıyor yetişiniz, topunu tüfeğini alalım. Dinini, vatanını, namusunu seven buraya koşsun.”daveti..
Bu davet geniş yankı buldu.Gaziantep’in çevre halkının yanı sıra,Maraş’lı,Birecikli,Halfeti’li,Nizipli,Kilisli , Antep’in çevre ilçeler ile Pazarcıklı Kahta ve Besni den de gönüllü birlikler gelerek savunmaya iştirak ettiler.
Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa’da birliğinde tanıdığı iyi bir yurtsever olduğunu Çavuşu Karayılan’a “düşman Kilis’ten Antep’e girmek üzeredir. Düşmanı Antep’e sokmayın.Gözlerinden öperim. komutanın Kazım Kara Bekir”.
. Karayılanın bu mesajlara cevabı ise, malı ve canı pahasına tüm akrabalarıyla Antep savunmasına katılmak olmuştur.
Karayılan olayı gönüllülük esasına dayanır.Malı ile canı ile bedel ödemeyi göze almak olayıdır.Başlangıcından Şahadetine kadar,kararlı bilinçli bir şekilde mücadeleye katılmak isteğidir.Karayılan için,savunmaya katılmak demek,24 Mayıs-1920 de şehit olmayı kabullenmek demektir.Karılarını dul, biricik kızını yetim bırakacak, kutsal ve onurlu bir tepkidir.
Çünkü; Birinci Dünya savaşı yenilgisinden sonra yurtta güven ve huzur kalmamış, yönetim yerel Ağa ve Beylerin elinde kalmış çevreye eşkıya hakim olmuştur.
Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Osmaniye çevresine hakim olan BOZO ve arkadaşlarının ortadan kaldırılmasına kırk kadar akraba ve obasının adamıyla Askeri birliklere katılmış ve BOZO’yu öldürmüştür.
Ancak; Bu kutsal direnişte dikkat çeken nokta, KARAYILAN ‘ın özverili katılımıdır. Askeri bir yükümlülüğü de yoktur. Feodal yapı içerisinde Ağa, Bey de değildir. iki-üç yüz davarı olan evli bir çocuk babası vatandaştır.
Bu uğurda kendisinin, kardeş ve akrabalarının birikimini (500 Altın) kardeşi Mam Şüro’ya vererek Maraş’ta “tuz hanı”nda 40 kişilik silah ve mermi aldırması, Çünkü; düşman Antep’i işgal etmişti.Savunmak Karayılan ve Kahraman Ayıntap halkına düştü.
Harp tecrübesi olan Karayılan, diğer askerlik yapmış ve cephelerde vuruşmuş gençlerle birlikte, aşiretin diğer gençlerini ve eli silah tutan erkekleri talimlere tabi tuttu. Kısa zamanda onlara ustalıkla silah kullanmasını ve savaşın temel kurallarını öğretti.
Artık düşmanla karşı karşıya gelebilirlerdi.
İlk önce Bozo eşkıyasını ortadan kaldırmaya karar verdi,ve Bozo’yu ve adamların dan memleketi kurtardı.
Antep'teki Heyet-i Merkeziye ile sıkı diyalog kurmuş olan Karayılan o sırada en önemli görevinin, Antep-Maraş ile İslahiye-Maraş yollarından yapılan Fransız nakliye kollarını kesmek olduğunu gördü. Kuva-yı Milliye'nin de olurunu alarak, Fransızların ikmâl yollarını kesmek için harekete geçti. Çeteleriyle birlikte Fransız birliklerine 'baskınlar yapmaya başladı.
Karabıyık’lı baskınında esir aldığı askerleri kendi köyü olan, Kürt Elif’e götürerek, günlerce bunlara,davarlarını keserek yemek vermesi,olaya maddi ve manevi destek verdiğinin, açık göstergeleridir.Fransızlar bu yenilginin sonunda Maraş’ı terk ederek İslahiye istikametinden Suriye'ye geçtiler.
Savaş bittikten sonra,Gaziantep Büyükşehir olunca; sıra,Beldelere, kurumlara isim ve unvan vermeğe geldiğinde Karayılanın ismi unutuldu veya bir başka sefere kaldı.
Gaziantep Üniversitesine KARAYILAN isminin verilmesi temennimizdir.
Yayınlanmış "Gaziantep savunmasında kahraman KARAYILAN VE EŞKIYA BOZO" Kitabımızdan alıntıdır.
Mehmet ULUÇAY