Ellerimi açıp baktım sıra dağlar çizen emeklerime, yağmur damlaların camlara çizdiği şeritleri anımsatırken tuzlu mu tuzlu terlemelerim.
Ağır bir sessizlik ve derin düşünceler çökerken dinlenme saatime radyoda okunan şiirler sonsuz anlamıyla çöküyordu gönlümün yükler altında direnen son direğine.
Sonra fısıldıyordu şair" bağlanmayacaksın hiçbir şeye körü körüne, o benim demeyeceksin değildir çünkü." Yüreğimin son dayanağı sağlam kalan tek kolonum da çıtırdıyordu şimdi. usul usul sezdirmeden arkadan fısıldayan fon müziğin darbeleriyle yanan yüreğimin çırpınışıyla sımsıkı kavrarken şişeyi çatlayan dudaklarımı yarıp gecen dilim yalarken son damlayı, silkelenen bedenim ayaklandı istemsiz. Kaderimde varmış diye iç çekerken sallanan başım. Kollarımı sıvayıp yüklendim payımı elbet bir gün mutluluk umuduyla...